Sağlık Köşesi

HASHİMOTO TİROİDİTİ

HASHİMOTO TİROİDİTİ


İlk kez 1912 yılında Dr. Hakaru Hashimoto tarafından tanımlanan Hashimoto tiroiditi, klasik olarak genç-orta yaş grubundaki kadınlarda, tiroid bezinde genellikle ağrısız biçimde ortaya çıkar. Önceleri seyrek olduğu düşünülen,

 

genellikle cerrahlar tarafından operasyon sırasında veya patologlar tarafından operasyon sonrasında tanınabilen hastalık, günümüzde otoantikorların kanda tespit edilebilmesi ve ince iğne biyopsisin yaygın kullanımı sayesinde artan sıklıkla görülmektedir. Bugün için en sık görülen tiroid bezi rahatsızlıklarından biri haline gelmiştir ve Addison hastalığı, Tip 1 Diabetes Mellitus, hipogonadizm, hipoparatiroidi, pernisiyöz anemi gibi bazı endokrin bozuklukların birlikte görülebildiği bir sendromun (poliglandüler sendrom) parçası olarak izlenebilir.

 

Toplumun yüzde 2 kadarında bulunduğu düşünülmektedir. Hastaların yüzde 95’i kadındır. Tüm yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte 30-50 yaş arasında sıktır. Kadınlarda erkeklere göre 15-20 kat daha fazla görülür. Ergenlik çağındaki kızların yüzde 0.8-1.6 kadarında görülmektedir.

 

Hashimoto tiroiditi, bağışıklık sisteminin bozukluğu sonucu ortaya çıkmakta ve tiroid bezinde yetersizliğe yol açmaktadır. Bağışıklık sisteminde bozulmalara yol açan faktörler arasında, yüksek miktarda iyot alımı, selenyum yetersizliği, sigara içimi, infeksiyöz hastalıklar (kronik hepatit C) ve ilaçlar sayılabilir.

 

Tiroid bezi yavaşça büyür ve rutin değerlendirme veya ultrasonografik inceleme sırasında fark edilebilir. Bazen tiroid bezinin büyümesi hızlı olabilir, bu durumda ağrı ve hassasiyet izlenebilir. Fizik muayenede bez yüzeyi düz veya pürüzlü olabilir. Genellikle her iki tiroid lobu da büyümüştür, fakat tek taraflı büyüme de görülebilir. Klinik olarak, tedavi edilmediğinde mevcut tablo yıllar boyunca değişmeden kalabilir veya yavaşça büyümeye devam edebilir. Başlangıçta ötiroid (tiroid hormon düzeyleri normal) olan hastalarda hipotiroidizm (tiroid hormon yetersizliği) yıllar sonra gelişebilir.

 

Laboratuvar olarak değerlendirildiğinde kan TSH düzeyleri normal veya yüksek, FT4 düzeyleri normal veya düşük bulunabilir. Tanı, kanda tiroid otoantikorlarının genellikle yüksek seviyelerde pozitif tespit edilmesi ile doğrulanır. Özellikle Anti TPO antikoru, tiroglobulin antikoruna göre daha sık ve daha yüksek konsantrasyonda pozitif bulunur. Genç hastalarda daha düşük değerler ve bazen saptanamayan otoantikor düzeyleri görülebilir. Bu tür hastalarda düşük düzeylerde otoantikorların varlığı, tiroid ile ilgili bağışıklık sistemi probleminin varlığını telkin edebilir.

 

Hashimoto tiroiditini yok edecek bir tedavi yöntemi maalesef yoktur. Tiroid hormon düzeyleri normal olanlarda tedavi gerekli değildir. TSH düzeylerinin yüksek olduğu durumda tiroid hormon (levotiroksin) tedavisi verilebilir (ticari isimlerle euthyrox, levotiron, tefor). İlaç dozunun kan TSH düzeylerini normale getirecek şekilde ayarlanması gerekmektedir.

 

Hashimoto tiroiditi olan hastalar;

-Tiroid hormon ilaçlarını aç karnına almalıdırlar.

-İlaç her zaman aynı öğünde alınmalıdır.

-İlacın alındığı öğünde başka ilaç almamaya çalışılmalıdır.

-Gebe kalmayı düşünen kadınlar, doktorlarına mutlaka ilaç konusunda danışmalıdır. Gebelik süresince de tiroid hormon ilaçları alınmalıdır (hatta çoğunlukla doz artışı gerekmektedir). Bu tedavinin bebek üzerine olumsuz etkisi yoktur.